Daha önceki yazılarımızda okuyucularımıza nasıl sağlıklı kalıyorsunuz diye sorduğumuzda "iyi beslenmeye çalışıyorum, işte GDO lu almıyorum" diye cevap almıştık.
Aynen dediğimiz gibi akıllı seçimlerle, arabanın karbüratörünün tıkanmasını önlüyoruz ayrıca spor yapıyor bedenimize dikkat ediyoruz, arabamızın lastiklerimi kontrol ediyoruz. Ne oluyor virajda kaymıyorum, kolay düşmüyor kolay sakatlanmıyorum.
Buraya kadar her şey güzel. İyide kazayı araba yapmıyor ki. Arkadaşlar hep üstüne vurgu yaptığımız stres, arabanın kullanmasını zorlaştırıyor, koşulları kötüleştiriyor.
Kötü olan koşullar da kaza yapmanızı kolaylaştırıyor doğru. Tabii asıl kazayı genelde araç değil, öfke ya da stresli anda hayata, önündekilere konsantre olamayan insanın kendisi yapıyor. Eğer önünüzdeki engelleri kırmayı beceremezseniz o engellerin altında kalmaya başlıyorsunuz. Asıl problemde orada.
Böyle baktığınızda kanser bile basit bir hastalık değil, gerçekten değil. Kimseden bulaşmıyor. Bedende kendi meydana geliyor. Hücrelerin yanlış çalışabilme kabiliyetini kazanmasından kaynaklanan bir hastalık ve yapılan bazı çalışmalar o kadar ilginç ki tümörün vücutta olduğunu tüm testlere rağmen farkedemeyebiliyorsunuz.
Bazı arkadaşlarınızın başına gelmiştir. Doktora gidilir, tüm incelemelerde her şey tertemizdir ama 3 ay sonra bir bakarsınız bir tümör var. E peki bu nasıl oluyor çünkü Tümör vücudun kendi dokusundan geliştiğinden bazen orijinal dokudan ayırmak çok zor olabiliyor.
Zihin bu yaşamdan vaz geçtiği andan itibaren, aslında bir anlamda intihar koduna basmış oluyor. Değişim başlıyor.
Diğer yazılarda elden kaçırılan sağlığı yeniden kazanılması ve bozulan dengenin yeniden kurulabilmesi için yapılması gerekenleri konuşacağız.
Comentários